SA TA NA MA Mantrası ile Koçluk İlhamları
- Emrah Akbalaban
- 19 Mar
- 7 dakikada okunur
Yine ve Yeniden; Koçluk
Bilindiği üzere koçluk, bireylerin veya grupların potansiyellerini keşfetmeleri, hedeflerine ulaşmaları ve dönüşüm yaşamaları için oldukça destekleyici bir süreç. Bir koç ise danışanına doğru soruları sorarak, derinlemesine dinleyerek ve farkındalık kazandırarak ona kendi içsel kaynaklarını bulmasında rehberlik eden bir ayna vazifesi görüyor.
Ne Değildir?
Terapi değildir: Geçmiş travmalara odaklanmaz, şimdiki an ve geleceğe yöneliktir.
Danışmanlık değildir: Çözüm sunmaz, kişinin kendi çözümünü bulmasına yardımcı olur.
Eğitmenlik değildir: Bilgi aktarmak yerine, kişinin içindeki bilgeliği açığa çıkarmayı amaçlar.
Teknikler Hakkında
Bilindiği gibi her biri belirli bir amaca yönelik tasarlanmış pek çok koçluk tekniği, pek çok soru sorma kalıbı var. Ancak temelde koçluk tekniklerinin başında dinleme ve soru sorma yetkinlikleri geliyor. O nedenle yazının ana konusuna giriş yapmadan önce bunlardan da biraz bahsedelim;
Dinleme Üzerine;
Koçluk sürecinin en önemli unsurlarından biri etkili dinlemedir. Koç, danışanı gerçekten anlayabilmek için sadece duyduklarına değil, söylenmeyenlere, duygulara ve beden diline de dikkat etmelidir. Dinleme, koçlukta pasif bir süreç değil, danışanın iç dünyasını keşfetmesini sağlayan aktif bir araçtır.
1. Seviye: İçsel Dinleme (Kendi Merkezli Dinleme)
Bu seviyede koç, danışanı dinlerken aslında kendi düşüncelerine ve yorumlarına odaklanır. Yani, bir yandan danışanı duyar ama asıl olarak “Bu bana ne ifade ediyor?” diye düşünür. Buradaki tehlike danışanı gerçekten anlamak yerine, kendi deneyimleriyle kıyaslamaktır.
2. Seviye: Teknik Dinleme (Zihinsel Dinleme)
Bu seviyede koç ilk seviyeye göre kendi fikirlerinden daha arınmış bir haldedir ancak yine de anlatılanları zihinsel kategorilere uydurmaya çalışmaya, analiz etmeye, kavramsallaştırmaya odaklanır. Koç, bir yandan dinlerken diğer yandan danışan ile ilgili psikolojik durum tespitine & kişilik analizine yönelik zihinsel ve şablonlara dayalı yorumlar yapabilir. Buradaki tehlike danışanın kendi keşfetmesi gereken hakikatleri zihinsel şablonlarla perdeleme ve «fazla» yorumlamaya düşmedir.
3. Seviye: Odaklanmış Dinleme (Empatik Dinleme)
Bu seviyede koç, tamamen danışana odaklanır. Onun kelimelerini, duygularını, beden dilini ve enerjisini dikkatlice gözlemler. Empati kurarak, danışanın gerçekten ne anlatmak istediğini anlamaya çalışır. Koç genelde konuşmayı bölmeden dinler, yargısız bir şekilde anlamaya çalışır, danışanın kelimeleri ve duyguları arasındaki bağlantıyı görmeye odaklanır. Örneğin; “Bunu söylerken ses tonun değişti, bu senin için ne ifade ediyor?” diye sorar. Buradaki olası tehlike, danışan ile fazla duygusal empati yaparak, onun tavırlarını mimiklemek ve nötr olmaktan uzaklaşmaktır.
4. Seviye: Sezgisel Dinleme (Derin Dinleme)
Bu en ileri seviyede, koç sadece söylenenlere değil, söylenmeyenlere de odaklanır. Danışanın enerjisini, beden dilini, duygularını ve bilinçaltından gelen ipuçlarını da dinler. Bu seviyede koç, sadece kelimeleri değil, duyguları da «duymaya» odaklanır, danışanın ses tonu, duruşu ve mimiklerine dikkat eder, sezgisel olarak «arka planda ne olduğunu» fark etmeye çalışır. Örneğin; “Bunu söylerken enerjin biraz düştü, orada ne oluyor?” diye sorar. Bu düzeyde dinleme, danışana kendini derinlemesine keşfetme fırsatı verir.
Koçlukta etkili dinleme, sadece kulaklarla değil, gözlerle, bedenle, zihinle ve kalple dinlemek demektir. Danışanın gerçek ihtiyaçlarını fark etmek ve onu derinlemesine keşfe çıkarmak için dinleme pasif değil, aktif ve sezgisel bir süreçtir.
Özetle Etkili Dinleme İçin 5 Önemli İlke
Sessizlikten Güç Al: Sessizlik, koçluk sürecinde bir araçtır. Bazen en güçlü farkındalıklar, kelimeler arasında değil, sessizlikte ortaya çıkar.
Yargısız Dinle: Koç, danışanın kendini güvende hissetmesini sağlamak için tamamen yargısız bir alan sunmalıdır.
Beden Dilini Kullan: Başını hafifçe sallamak, göz teması kurmak, ilgili bir yüz ifadesi kullanmak, dinlediğini gösterir.
Yansıtıcı Dinleme Kullan: Danışanın söylediklerini ona farklı kelimelerle geri aktarmak, farkındalık yaratır.
Derinlemesine Sorular Sor: Koç, sadece duyduğunu değil, danışanın söylemediklerini de araştırmalıdır.
Etkili Soru Sorma Üzerine
Koçlukta etkili soru sorma, danışanın farkındalığını artırmak, içsel keşfini derinleştirmek ve çözüme ulaşmasını sağlamak için kullanılan temel bir tekniktir. Doğru sorular, danışanın mevcut düşünce kalıplarını aşmasını ve kendi içsel cevaplarını bulmasını sağlar.
1. Açık Uçlu Olmalıdır: Kapalı uçlu sorular (evet/hayır ile cevaplanan sorular) yerine, danışanın düşünmesini sağlayan açık uçlu sorular kullanılmalıdır.
Kapalı uçlu soru:
“Bu konuda mutlu musun?” → (Evet/Hayır)
«Sence önemli olan mutluluk mu?» → (Evet/Hayır)
Açık uçlu soru:
“Bu konu sana nasıl hissettiriyor?”
“Bu durumda senin için en önemli şey ne?”
2. Güçlü ve Derinlemesine Olmalıdır: Danışanın farkındalık kazanmasına ve derinlemesine düşünmesine yardımcı olan sorular güçlüdür.
Örnek:
“Gerçekten ne istiyorsun?”
“Şu an seni en çok ne engelliyor?”
“Bu deneyim sana ne öğretti?”
“Bu konu senin için neden önemli?”
3. Çözüme Yönelik Olmalıdır: Koçluk soruları, geçmişte neyin yanlış yapıldığını değil, gelecekte nasıl ilerlenebileceğini keşfetmeye yöneliktir.
Problem odaklı soru:
“Neden başarısız oldun?”
Çözüm odaklı soru:
“Bu deneyimden öğrendiklerini nasıl kullanabilirsin?”
“Farklı bir sonuç almak için neyi değiştirmen gerekir?”
“Beş yıl sonra bu durumu nasıl hatırlayacaksın?”
“Hayalindeki ideal sen nasıl biri olurdu?”
“Bu konuda sınırsız imkanların olsaydı ne yapardın?»
“Bunu çözmek için ilk küçük adımın ne olabilir?”
“Bu konuda seni destekleyecek biri var mı?”
4. Danışanın Farkındalığını Artırmalıdır: Koç, danışanın gizli inançlarını, kalıplarını ve içsel potansiyelini keşfetmesini sağlayan sorular sormalıdır.
Örnek:
“Bunu gerçekten sen mi istiyorsun, yoksa başkalarının beklentisi mi?”
“Bu düşünce sana gerçekten hizmet ediyor mu?”
“ Bu durumda gerçekten ne olup bitiyor?”
“Bunun altında yatan inanç ne?”
“Bu konuda hangi içsel dirençleri hissediyorsun?”
“Başarılı olmak için hangi kaynaklara sahipsin?”
5. Duygulara ve Beden Diline Duyarlı Olmalıdır: Bazen danışan söylediğinden farklı bir şey hissediyor olabilir. Koç, ses tonundaki değişikliklere ve beden diline dikkat ederek sorular yönlendirebilir.
Örnek:
“Bunu söylerken gözlerin parladı, bunun senin için anlamı ne?”
“Bu konu hakkında konuşurken duraksadın, bunun sebebi ne olabilir?”
Özetle Etkili Soru Sormada 5 Temel İlke
Danışanın cevaplarını gerçekten dinle (Sadece soru sormak yetmez, verilen cevaba odaklan.
Sade ve net sorular sor (Karmaşık ve uzun sorular yerine, net ve etkili sorular kullan.
Yargı içeren sorulardan kaçın (Danışanı suçlayıcı veya yönlendiren sorular sormaktan kaçın.
Beden dilini ve enerjiyi gözlemle (Danışanın cevaplarken nasıl hissettiğine dikkat et.
Gerektiğinde sessizlik kullan (Bazı soruların ardından danışanın düşünmesine zaman tanı.)
Kısacası, koçlukta etkili soru sorma, danışanı daha derin düşünmeye, kendi çözümlerini üretmeye ve farkındalığını artırmaya yönlendiren bir sanattır. İyi bir koç, sorularıyla danışanı keşfe çıkarmalı, yönlendirmeden rehberlik etmeli ve danışanın içsel kaynaklarını ortaya çıkarmasına yardımcı olmalıdır.
SA TA NA MA Mantrası ile Koçluk:
Sanskritçe "mantra" kelimesinin anlamı geleneksel olarak zihni sıkıntılardan ve sınırlamalardan kurtaran şey olarak tanımlanır . Mantra, "hatırlatma" yahut “dönüşüm yaratma” vesilesi olan ses, hece, kelime veya kelime grubudur.
SA TA NA MA mantrası, Kundalini Yoga ve meditasyon pratiklerinde yaygın olarak kullanılan güçlü bir mantradır. Beş temel ses olan SA TA NA MA evrenin yaratılış döngüsünü ve bilinç dönüşümünü temsil eder.
SA TA NA MA Mantrasının Anlamı
SA: Başlangıç, sonsuzluk (Evrenin kaynağı, yaratılış)
TA: Yaşam, varoluş (Form kazanma, gelişme)
NA: Ölüm, dönüşüm (Şeklin bozulması, değişim)
MA: Yeniden doğuş, yenilenme (Yeni başlangıçlar, farkındalık)
Bu mantra, doğum-yaşam-ölüm-yeniden doğuş döngüsünü ifade eden evrensel bir enerji akışına işaret eder. Kundalini yogada beyni dengelemek, bilinçaltını temizlemek ve ruhsal dönüşüm sağlamak amacıyla kullanılır.
Mantranın Koçluk Perspektifinden Yorumu:
Bu mantra, aslında tüm değişim, dönüşüm ve dolayısıyla koçluk yaklaşımlarının özünü temsil etmektedir. Üstteki yoruma ek olarak mantra şöyle de okunabilir;
SA: Farkındalık ve Özünü Keşfetmek (Doğuş, saf potansiyel)
TA: Hayat Akışını Keşfetmek ve Yol Haritasını Planlamak (Yaşam, gelişme, deneyim, planlar)
NA: Bırakma ve Dönüşüm Süreci (Ölüm, bildiklerini & olduklarını terk etme)
MA: Yeniden Doğuş ve Bilgelik (Yeniden doğuş, dersler çıkarma, bilgelik ve ilham alma)
1. (SA) - Farkındalık ve Özünü Keşfetmek
Bu aşamada, danışan şu anki durumunu ve özünden gelen ilhamı fark etmeye yönlendirilir.
Koçlukta Kullanılabilecek Sorular:
Şu anda hayatında nelerin doğuş sürecinde olduğunu hissediyorsun?
En saf ve gerçek halinle bağlantıya geçebilseydin, hangi mesajı alırdın?
Seni sen yapan ve kararlarında sana yol gösteren öz değerlerin neler?
İçinde gizli bir potansiyel olduğunu hissettiğin bir yönün var mı?
Hangi konuda yeni bir başlangıç yapman seni özgürleştirir?
Araştırdığın konuyla ilgili en derin vizyonunun & hayalin nedir?
2. (TA) - Hayat Akışını Keşfetmek ve Yol Haritasını Planlamak
Bu aşama, danışanın yaşadığı süreci, deneyimlerini ve büyümesini fark etmesiyle ilgilidir.
Koçlukta Kullanılabilecek Sorular:
Hayatında şu anda büyüyen, gelişen şeyler neler?
Neler seni destekliyor ve büyümene katkı sağlıyor?
En çok hangi deneyimler seni besliyor?
Hayalini gerçekleştirmek için atman gereken adımlar neler?
Hangi becerilerin senin en büyük güç kaynağın?
Şu anda hangi deneyimleri daha derinlemesine keşfetmek istiyorsun?
3. (NA) - Bırakma ve Dönüşüm Süreci
Dönüşüm için, danışanın artık hizmet etmeyen eski düşünce ve kalıplarını bırakması gerekir.
Koçlukta Kullanılabilecek Sorular:
Hayatında artık sana hizmet etmeyen neler var?
Hangi inançlarını veya alışkanlıklarını bırakmaya hazırsın?
Bırakmanın önündeki inanç kalıpların & varsayımların neler?
Bıraktığında hangi duyguyu deneyimleyeceksin?
Hangi duyguları serbest bırakmaya hazırsın?
Kendine daha sağlıklı bir yaşam alanı yaratmak için hangi kalıpları bırakmalısın?
4. (MA) - Yeniden Doğuş ve Bilgelik
Son aşama, danışanın kendi içsel bilgelik kaynağıyla bağlantıya geçmesini ve yeni bir benlik anlayışı geliştirmesini içerir.
Koçlukta Kullanılabilecek Sorular:
Şimdi nasıl bir başlangıç yapmak istiyorsun?
Yeni bir benlik haline geçerken nasıl bir his içindesin?
Yeni seni & benliğini besleyen neler yapmak istersin?
Bu süreçten ne tür bir bilgelik kazandığını hissediyorsun?
Yeniden doğmuş bir kişi gibi nasıl bir yaşam sürmek istersin?
Yeni farkındalığınla hangi adımları atacaksın?
Bu örnek koçluk soruları rehberlik esnasında koça yardımcı olacaktır.
SA TA NA MA Perspektifinden Dönüşüm Psikolojisi:
«Farkındayım ama dönüşemiyorum...»
«Biliyorum ama değiştiremiyorum...»
«Tespit ediyorum ama eyleme geçemiyorum…»
«Bu konuyu çalıştım, kendimi kazdım, buldum ama bu farkındalıkla ne yapacağımı bilmiyorum...»
«Her şeyi anladım ama nasıl dönüşeceğim?»
Bazen farkındalık ve dönüşüm sürecinde bu tür ifadelerle karşılaşırız. Kendimiz de bunu zaman zaman hissetmişizdir; «farkındayım ama dönüşemiyorum» kalıbı aslında belki de şunu ifade eder; «farkındalığım dönüşmemi gerektirecek kadar derin ve tesirli değil…» Çünkü kendimizle ilgili ruhumuza hizmet etmeyen bir durumu nötr şekilde içsel olarak gözlemleyebildiğimizde, bu farkındalığın kendisinin dönüşüm için yeterli olabileceği kanısındayım.
«Nedeni olan nasılına katlanır» (F. Nietzsche)
SA TA NA MA mantrası, bu anlamda dönüşüm için bize güzel bir anahtar veriyor. Biraz yorumlayalım:
SA – SA adımı bir anlamda olaylara yukarıdan bakmak ve fark etmek demektir. Fark etmek için ayrışmamız gerekir; yani özdeşleştiğimiz hallerden, sıfalatlardan, isimlerden, davranışlardan vb. soyutlanmak, çerçevenin dışından bakmak, oyunun bir adım dışına çıkmak, aşkın olanla yani SA ile bağ kurmak… Dolayısıyla içsel gözlemci noktasından bakarak durmumuzu fark etmek son değil, bir anlamda ilk adımdır.
TA – TA adımı fark ettiğini kabul etmek demektir. Bu, bir durumu salt gözlemlemek değil, onun yaşamının yaşamındaki yerini onaylamakla ilgilidir. Bu onaylayış ağrıyı & hastalıpı vs. kabul etmeye benzer. O fark edilen her ne ise, onu dışsallaştırmadan, kendimizi ona karşı uyuşturmadan veya onunla savaşmadan onu taşıyabilmek gerekir. Yükünü bırakmadan evvel onu kaldırmayı bilmek de diyebiliriz buna. “Let come” edemediğin şeyi nasıl “let go” edebilirsin ki?
NA – NA adımı kabul ettiğimiz şeyden ayrışmak demektir. Ayrışma ne demektir? Halin, düşüncen her ne ise, onu öldürmek değil fakat o’ndan ölmek... Ona takılan kimliklerinden ölmek… Senin ona, onun sana hizmetinin son bulması... Tekil, kimseciklere benzemezliğini & bireyliğini hatırlamak ve onaylamak, sanki ana rahminden kesilir gibi, kabul edilen şey ile göbek bağını koparmak, nefes almak... Üzülür, ağlar vs. deyip kendine veya başkalarına gereksiz acıma hallerine düşmeden, ilerlemeyi göze almak… Bebek anneden ayrıldığında “Annem bensiz kalacak” diye üzülüyor mu? Elbette her ayrışma, her bitiriş yas getirebilir, bu doğal ve/ama buna da gereğinden uzun takılmadan nefes almayı bilmek...
MA – MA nedir? MA, ayrıştığın şeyden kalan boşluğun SEN’le, yani Öz’den gelen ile dolmasına izin vermektir. İçinden ve dışından gelen yeni güzelliklere, mucizelere, sürprizlere açık olmak ve sana yaklaşan iyi enerjilerle sohbetini arttırmak... Yaşamın bu yeni halini sevmeyi öğrenmek… Veya yenilenmekten dolayı suçlu hissetmeden kendine arka çıkmayı bilmek… Adeta yeniden doğmuş bir kişi gibi…
Bu mantra üzerine derin düşündükçe ve çeşitli meditasyon yöntemleri ile (en başta Kritan Kriya) uyguladıkça herkese farklı ilham kapılarını açacaktır.
Bu yazıda biz koçluk yöntemlerinin kapsayıcı ve akılda kalıcı bir metodolojisini oluşturmak için ilham almaya çalıştık.
İnşallah başta uygulayıcılar ve tüm araştıranlar için anlamlı bir bilgi kaynağı olmuştur.
SAT NAM!*
*4 hecenin birleşiminden oluşan SAT NAM mantrası (Ene’l Hakk ile de yakın anlamlılık kurulabilir) Öz Benliğim Hakikat’tir, Sonsuzluğum Sonluluğuma yansır, Öz’üm Söz’ümdür vb. anlamlara gelmektedir.
Tüm varlığım bir dönüşüm geçirmişti, sanki içimde bir şey yerinden çıkmış ya da beynimde bir perde, bir örtü yırtılmıştı... (Açlık, Knut Hamsun)
Emrah Akbalaban
CBT – Enneagram Koçu & Yönetim Danışmanı
Comments