YÖNETİM DANIŞMANLIĞI VE ORGANİZASYONEL DÖNÜŞÜM
Organizasyon “mühendisliği” ile organizasyonel “psikolojiyi” buluştur
21. yüzyıl organizasyonları, ekonomik, teknolojik, demografik, sosyal ve psikolojik dönüşümlerin ortasında kendine anlamlı çıkış yolları arıyor. Conscious Business, organizasyonel dönüşüm perspektifi altında, büyümek ve “olgunlaşmak” isteyen kuruluşlara güncel, yaratıcı ve bütünsel bakış açısı ile destek olmayı amaçlıyor. Bunu yaparken ise mühendislik ve organizasyonel davranış yaklaşımlarını harmanlıyor.
Organizasyonel Dönüşüm Açısından Bakınca Bilinçlilikten Ne Anlıyoruz?
Organizasyonel değişimlerin başarı ve başarısızlıkları ile ilgili koca bir tarihe sahibiz. Güncel araştırmalar bize kurumların «düşünce» biçimini sorgulamadan «sonuçları» değiştirmesinin zorluğunu gösteriyor. Bu anlamda bilinçlilik basitçe organizasyonun “kendini tanıması” demek. Özeleştiri kapasitesi yüksek, güçlü ve gelişme yanlarının farkında, alışkanlıklarını dönüştürme gücü ve esnekliğine sahip, hatalarından öğrenebilen bir organizasyon… Bu anlamda 3 temel bilinçlilik ilkesinden söz ediyoruz;
Derine Dalmak
Organizasyonel davranışın kök nedenlerini nasıl daha derinlemesine anlarım ve kalıcı değişimi nasıl tetiklerim?
Bilgiden Ziyade Deneyim ve Anlam
Bilgi ve deneyime dayalı hiyerarşiden bağımsız olarak, deneyim odaklı, paylaşan ve anlam yaratan yeni nesil bir organizasyon olmak için neye ihtiyacımız var?
Kişileri “Eleştirmek” Yerine Sistem Bakış Açısı;
Organizasyonel davranışı şekillendiren altyapı, süreç ve kültür vb. boyutları bütünsel olarak nasıl görürüm ve analitik olarak yorumlarım?
Derine dalmak;
Organizasyonu tanımak için sondaj usülü anketlerden ziyade derine dalmak ve kurumun DNA’sını kavramak… Dönüşüm süreçlerinde organizasyon yapısı, süreçler, teknolojiler vb. somut unsurları değiştirmek, kültür ve organizasyonel davranış gibi soyut unsurları değiştirmekten daha kolay görünebilir. Oysa, herhangi bir kalıcı dönüşüm bekliyorsak, işin “mühendisliği” kadar organizasyonel psikolojiye de eş zamanlı olarak odaklanmak gerektiğini düşünüyoruz, çünkü dönüşümün önündeki temel engel genelde kurumun kültürü. O nedenle, kurumun öz eleştiri kapasitesini derinleştirmesine ve "kendini tanımasına" destek oluyoruz.
Bilgiden ziyade deneyim ve anlam;
“Bilgi her yerde” diyoruz ve bilginin çığ gibi artışından bahsediyoruz. İnsan yönetimiyle ilgil ihemen her konuda “kutsal bilgi kaynakları” bize aradığımızı veriyor ya da en azından yol gösteriyor. Özellikle İnsan Kaynakları, öğrenme, kişisel gelişim, değişim gibi konularda kullanılabilecek tekniklerin bir sonu yok. Peki, kaçımız edindiğimiz bu bilgiyle tatmin olabiliyoruz? Bu bilgileri / teknikleri içselleştirebiliyor muyuz, yoksa kafamız gitgide daha mı çok karışıyor? Her halükarda, “tekniğin bilgisi” artarken “anlam susuzluğu” da artmaya devam ediyor. Bizim bilgiden çok bilgeliğe ihtiyacımız var gibi duruyor. Bu ise bir neyi nasıl yapacağımızı öğreten bilgiye & bilmeye dayalı bir bilgelikten ziyade, deneyimlemeye, öğrenmeyi öğrenmeye veya bilmeyi bilmeye dayalı bir içgörü ile olacak, bunu görüyoruz. Dolayısıyla Conscious Business olarak odağımız, yeni bir "teknik" ortaya atmaktan veya statik süreç dökümanları oluşturmaktan ziyade, yalın, yönetilebilir ve odaklı şekilde organizasyonel içgörüler geliştirmek.
Kişileri “eleştirmek” yerine sistem bakış açısı;
İyiden mükemmele evrilen şirketlerin ortak özelliklerinden biri, işler ters gittiğinde insanları eleştirmek, göklere çıkarmak ve/veya değiştirmekten ziyade, insanların o ya da bu şekilde davranmasına yol açan daha derin kalıpları, süreçleri, yapıları dönüştürmeye & geliştirmeye odaklanmaları... Bu bakış açısıyla, sistem, süreç, yapı ve İK uygulamalarını dönüştürürken, olayların ötesini görmeye odaklanıyor ve bunun için analitiğin gücünden yararlanıyoruz.
Özetle
Yönetim danışmanlığı perspektifi altında organizasyon, yetenek, kültür geliştirme alanında tasarım ve uygulamalar yapıyoruz. Conscious Business bu doğrultuda sizinle yola çıkmaya hazır...